1 Kasım 2013 Cuma

Kuantum Fiziği ve Klasik Fizik Arasındaki Farklar


Klasik fizik ile Kuantum fiziği arasında birçok fark vardır ve bu farklar çok önemli bir gerçeği gösterir.

Materyalizm artık imkansızdır. Modern fizik materyalizmi imkansız kılmıştır. 

Şimdi Modern fizik ve Klasik fizik arasındaki farkları görelim:

1-     Klasik fizikte uzay ve zaman süreklidir. Kuantum Fiziğinde süreksiz ve kesiklidir. Bu bakımdan Klasik fizikte nesnelerin özellikleri sürekli birer değişkendir. Oysa ki Kuantum Fiziğinde tüm bu değişkenler süreksiz olup ani sıçrayışlarla bir durumdan diğerine geçiş olur.

2-     Klasik fizikte determinizm yani “belirlilik” vardır. Oysa ki Kuantum fiziğinde olaylar determinist olarak gelişmezler. Daima belli bir olasılık yüzdesi bulunur.

 3-     Klasik fizikte bulunan determinizm nesnellikle el ele gider. Yani, nesnelerin birbirlerinden bağımsız oldukları ve her bir nesnenin çevresinden yalıtılarak incelenebileceği inancı ve görüşü vardır. Oysa ki Kuantum Fiziğinde nesneler birer enerji dalgası olarak görüldüğünden klasik anlamda “nesnellik” kaybolmaktadır. Yerine bütünsel bir etkileşim ve evrende sıçramalarla değişim kavramları ileri sürülmektedir.

 4-      Kuantum Kuramı gözlenen ile gözleyeni ayrı saymaz. Yani, biri diğerini etkileyip değiştirebilir. Bu bakımdan bağımsız nesne kavramı yok olduğu gibi etki edip dönüştürme yeteneğinin sadece varlıklara ait olmadığı da söylenebilir.




Materyalizmi savunmak için kendilerini şartlandırmış bazı kişiler bu farklar dolayısıyla mateyalizmin çıkmazda olduğunu görmüş oldukları halde bir kavram karmaşası oluşturarak kendilerince tehlikeyi savuştururlar. Bu farklar doğrudur evet, bu farklar dolayısıyla"mekanikçi materyalizm" tarihe karışmıştır ama biz hala materyalist kalabiliriz demektedirler. Ancak "mekanikçi olmayan bir materyalizm"den söz etmek mümkün değildir ki mekanikçi materyalizm yok olduktan sonra hala materyalist olmaktan bahsedilebilsin.
Dolayısıyla Kuantum fiziği materyalizmi gerçek anlamda darmadağın etmiş ve tarihin tozlu raflarına kaldırmıştır.
Bilim adamları, araştırmaları sonucu kuantum fiziği ile; artık maddenin cansız, kör ve anlaşılmaz parçacıklar olduğuna inanmıyorlardı. Bir başka deyişle kuantum fiziği, materyalist bir anlam taşımıyordu. Çünkü maddenin özünde, maddesel olmayan bir şeyler vardı.

Einstein, Phillip Lenard ve Compton ışığın tanecik yapısını araştırırken, Louis De Broglie de dalgaların yapısını incelemeye başladı. Broglie'nin keşfi ise olağanüstüydü. Yaptığı çalışmalar sonucunda atom altı parçacıkların da dalga özellikleri gösterdiklerini gözlemlemişti. Elektron, proton gibi parçacıklara da dalga boyu eşlik etmekteydi. Yani materyalizmin mutlak madde olarak tanımladığı atomun içinde, materyalistlerin inancının aksine madde değil, aslında var olmayan enerji dalgaları vardı. Atomun içindeki bu küçük parçalar, tıpkı ışık gibi, istedikleri zaman dalga gibi davranıyor, istedikleri zaman da parçacık özelliği gösteriyorlardı. Yani materyalist yoruma göre atomun içinde "mutlak şekilde var olan madde", materyalistlerin beklentilerinin aksine kimi zaman görülebilir oluyor, kimi zaman da yok oluyordu. Bu önemli keşif, gerçek dünya zannettiğimiz görüntülerin birer gölge varlık olduğunu, maddenin, fizikten tamamen uzaklaştığını ve metafiziğe yöneldiğini gösteriyordu. [1]


Fizikçi Richard Feynman, atom altı parçacıkları ve ışıkla ilgili bu ilginç gerçeği şu sözlerle açıklıyordu:
"Elektronların ve ışığın nasıl davrandıklarını artık biliyoruz. Nasıl mı davranıyorlar? Parçacık gibi davrandıklarını söylersem yanlış izlenime yol açmış olurum. Dalga gibi davranırlar desem, yine aynı şey. Onlar kendilerine özgü, benzeri olmayan bir şekilde hareket ederler. Teknik olarak buna "kuantum mekaniksel bir davranış biçimi" diyebiliriz. Bu, daha önce gördüğünüz hiçbir şeye benzemeyen bir davranış biçimidir... Bir atom, bir yay ucuna asılmış sallanan bir ağırlık gibi davranmaz. Çekirdeği saran bir bulut veya sis tabakasına da pek benzemez. Daha önce gördüğünüz hiçbir şeye benzemeyen bir şekilde davranır. En azından bir basitleştirme yapabiliriz: Elektronlar bir anlamda tıpkı fotonlar gibi davranırlar; ikisi de aynı şekilde "acayiptir". Nasıl davrandıklarını algılamak bir hayal gücü gerektirir; çünkü algılayacağınız şey bildiğiniz her şeyden farklıdır... Bunun neden böyle olabildiğini hiç kimse bilemiyor." [2]


Tüm bunları özetlersek, kuantum mekanikçilerinin söyledikleri, nesnel dünyanın bir illüzyon olduğuydu.[3]

 Max Planck Institude of Physics (Max Planck Fizik Enstitüsü) yöneticisi Prof. Hans-Peter Dürr, bu gerçeği şu şekilde özetliyordu:
''Madde her ne ise, maddeden yapılmamıştır.'' [4]






''Allah yaratmayı başlatır…sonra onu iade eder, sonra da siz O’na döndürülürsünüz.''(Rum Suresi,11)


Kaynakça :

2- Richard Feynman, The Character of Physical Law, Türkçe baskı: Fizik Yasaları Üzerine, TÜBİTAK Yayınları, s. 149-151 - http://www.zamandayolculuk.com/cetinbal/kopenhag.htm
3- Thomas J. McFarlane, "The Illusion of Materialism"http://www.integralscience.org/materialism/materialism.html
4- Peter Russell, The Primacy of Consciousness,http://www.peterussell.com/SP/PrimConsc.html

0 yorum:

Yorum Gönder