10 Kasım 2013 Pazar

Bilim Adamları, Zaman Ve Mekanın Maddeyle Birlikte Yaratıldığını İspatladılar


Evrenin nasıl oluştuğu ve şu anki konumu, astronomlar ve fizikçiler tarafından uzun bir süredir araştırılıyor. Bugün bilim evrenin "Büyük Patlama" denen başlangıca sahip olduğunu, büyük bir ivme ile genişlediğini ve kesinlikle bir gün yok olacağını saptamış bulunuyor.

>>> Gün geçtikçe daha fazla bulguyla varlığı kesinleşen "Büyük Patlama" hakkında bilim adamlarının aktardıkları gerçekler çok şaşırtıcı. Evrenimizin varoluşunu açıklayan "Büyük Patlama" modeline göre, kainattaki galaksileri, yıldızları ve gezegenleri oluşturan maddenin hepsi, bundan 15 milyar yıl önce tek bir atomun çekirdeği boyutunda küçük bir hacme sıkışmış olarak duruyordu. Bu an, zaman ve mekanın oluşmasından önceydi. Hemen sonraki anda, tarifi imkansız bir patlama ile sonsuz yoğunlukta trilyonlarca derecelik bir sıcaklık oluştu. Bu sırada maddeyi meydana getiren atom parçacıkları ve enerji, kainatı ortaya çıkardı. Bu ortaya çıkan parçacıklar da hareketle birlikte zamanı oluşturdu.

                  Nature dergisinin 12 Temmuz 2001 tarihli sayısında yer alan habere göre, maddenin çok yüksek bir enerji halinde sıkışmış olarak durduğu bu ortamda, zaman ve mekan gibi boyutlardan asla bahsedilemiyor. (Nature, 12 Temmuz 2001, sf. 130                                                                                                                                                     

 Harvard Üniversitesi ile Illinois'deki Ferni Ulusal Hızlandırıcı Laboratuarı’ndan nükleer fizikçi araştırmacılar, daha hiçbir şeyin olmadığı bu başlangıcı "boyutların ortadan kalkması" olarak tanımladılar. Boyutların ortadan kalktığı "büyük patlama" ortamında yerçekimi gibi bilinen fizik kanunları işlemiyor. Bu yüzden nükleer fizikçiler, maddeyi ilgilendiren fizik kanunlarının çok yüksek enerji koşullarında bir anlam ifade etmeyeceği yönünde ortak bir kanaate sahipler. Bu patlama öncesi ortamı, "boyutsuzluk" ya da "sıfır boyut" olarak tanımlıyorlar.       
         
   Bu keşif, sıkıştırılmış haldeki maddenin bilinen klasik fizik kanunlarına göre değil, kuantum fiziği kanunlarına göre değerlendirilmesi esasına dayanıyor. Buna göre, elektromanyetik güçler yüksek enerji seviyelerinde kuvvetlenirken, atom çekirdeğindeki nükleer çekim gücü zayıflıyor ve maddenin elektron alışverişi de duruyor. Bu durum boyut sayısının azalması anlamına geliyor. Çünkü elektronlar herhangi bir yöne hareket edemediği için, hareketle oluşan 3 boyut ve 4. boyut olan zaman ortadan kalkmış oluyor.

Nature dergisinde yayınlanan, nükleer fizik alanındaki bu keşif, evrenin oluşmaya başlaması öncesinde hiçbir boyuttan bahsedilemeyeceği gerçeğini ortaya koyuyor. Boyutlar düşük enerji koşullarının bir sonucu olduğu için, uzayda zaman ve diğer boyutların daha sonra yani evren soğumaya başladıkça ortaya çıktığı böylece anlaşılmış oldu.

 >>> Modern bilim tarafından doğrulanan, zamanın psikolojik bir algı olduğu, yaşanan olaya, mekana ve şartlara göre farklı algılanabildiği gerçeğini pek çok Kuran ayetinde görmek mümkündür. İnsan hayatının çok kısa olduğunu Allah; Kuran'da şu ayetlerle bildirir:

*** "Sizi çağıracağı gün, O'na övgüyle icabet edecek ve (dünyada) pek az bir süre kaldığınızı sanacaksınız." (İsra Suresi, 52)

0 yorum:

Yorum Gönder