13 Kasım 2013 Çarşamba

Çoklu Evren (Multiverse) Hipotezlerinin Basit Sorunları ve Teizm


Bu yazıda son günlerde spekülatif fizikte sıkça bahsedilen hipotezler olan "Çoklu Evren" hipotezlerinin basit sorunları en kısa biçimde ifade edilecektir. Bu hipotezlerin detaylı eleştirisini başka bir yazıya bırakarak bu yazıda kısa ve basit çıkarımlarla sorunları ortaya koymaya çalışacağım.


1. Çoklu Evren Hipotezleri Bilimsel Mi? 

Çoklu Evren hipotezinin benim gözümde en zayıf noktası bilimsel bir niteliği olmamasıdır. Bu hipotezler, daha çok Hassas Ayar Argümanı'nı çürütme kaygısı ile uydurulmuştur. Oysa bilimsel bir teorinin bilimin verileri ışığında ortaya konulması gerekir. Çoklu Evren hipotezi ise günümüz spekülatif fiziğinin bir parçasıdır. Çoklu Evren'e dair net bir bilimsel kanıt ortaya konulamamıştır.

Bir hipotezin bilimsel olabilmesi için belli özelliklere sahip olması gerekir. Bilimse hipotezler, alternatif hipotezlerden daha üstün olmalıdır. Ayrıca bilimsel hipotezlerin temel özelliği Karl Proper tarafından da ifadee edildiği gibi doğrulanabilir/yanlışlanabilir olmasıdır. Çoklu Evren hipotezi bu özelliklere sahip değildir. Bu niteliklere sahip olmaktan çok uzak bir konumdadır. Bilim, ancak gözlemleyebildiğimiz Evren ile uğraşır. 20. yüzyılın ortalarına kadar hiçbir fizikçi birden fazla Evren'in varlığından ciddi bir şekilde bahsetmemiştir. Tarih boyunca süren bilimsel süreçte, bilim adamları hep Evren'imizi anlamaya çalışma çabası içinde bulunmuşlardır. Çoklu Evren hipotezine dair hiçbir delil yokken, Hassas Ayar Argümanı'nın ortaya konulmasından sonra bir anda ortaya çıkması bu hipotezin bilimsel bir kaygıdan çok metafiziksel bir kaygıdan dolayı oluşturulduğunu ispatlar niteliktedir.

Günümüzde bazı ateistler, zorlama verilere dayanarak Çoklu Evren'e kanıt bulmaya çalışmaktadırlar. Bir hipotezin bilimsel olması için o hipotezin bilimsel kaygılara konu olması gerekirken daha çok ateistlerin sahiplenmeye çalıştığı bir hipotez olan Çoklu Evren hakkında doğru bilgi edinebilmesi oldukça zahmetli bir iş gibi görünmektedir.


2. Tasarımcı mı Çoklu Evren mi?

Esas itibariyle bakıldığında tasarımcı hipotezi, mevcut bilimsel veriler ışığında, Çoklu Evren hipotezinden daha bilimseldir. Hassas Ayar Argümanı'na göre Evren'imizin oluşumu çok hassas sabitelere bağlıdır. Gerçekten de Evren'imiz müthiş hassas dengeler üzerine kuruludur. Örneğin kozmolojik sabitin hassas ayarı 10 üzeri 10 üzeri 123'te 1 olarak hesaplanmıştır. Bunun dışında canlılığın oluşumu da hassas sabitelere bağlı olarak gelişmiştir. Bazı ateistler, canlılığın oluşmasıyla ilgili hassas ayarlarla ilgili olarak fikriyatımıza "bir çeşit yaşam şovenizmi" demektedirler. "Yaşamın oluşması neden bu kadar önemli olsun?" diye sormaktadırlar. Burada temel olarak dikkat edilmesi gereken nokta insanın "hassas ayarı" sezebilmesidir.

Teist felsefede hassas ayarı sezebilmemiz, hassas sabiteleri ayarlayan gücün bizim zihnimizi de bu ayarı fark edecek şekilde yarattığı şeklinde açıklanır. Naturalist Evrim'in bir çok sorunu ateistler tarafından göz ardı edilmektedir. Bilim, Evrim olsa bile bu sürecin "yönlendirmeli" olması gerektiğini ortaya koymaktadır. Bu sebeple Evrim'i yönlendiren tasarımcının, Evren'i Evrim'e uygun tasarlaması şüphesiz bizlere müthiş bir açıklama sağlamaktadır. Canlılığın oluşumundaki hassas ayarları bir canlı olarak algılamamız Evren'deki özel konumumuza işaret etmekte ve bilinçli bir tasarımcının hassas sabiteleri ayarlayıp bize bunu sezdirdiğini düşündürmektedir. Bu sebeple canlılığın oluşumundaki hassas ayarları da hesaba katmanın bir sakıncası yoktur. Çünkü ateist felsefe bu durumla ilgili ikna edici bir tez ortaya koyamazken, tasarımcı hipotezini devreye sokarsak bütün bilgiler bir anda birleşmektedir. Tasarımcı hipotezi, mevcut bilimsel verilerin en doğru açıklaması gibi görünmektedir.  


3. Çoklu Evren Her Şeyi Açıklar Mı?

Ateistlerin bu konudaki en büyük yanılgısı Çoklu Evren hipotezi gerçekse, bu hipotezin hassas ayarı yerle bir edeceğini düşünmeleridir. Oysa bu hayalin gerçekleşmesi oldukça zordur. 2003 yılında Borde-Guth-Vlenkin adlı bilim adamları BGV Teorem'i diye anılan bir teoremi açıkladılar. Bu teoreme göre Çoklu Evren gerçekse bile Çoklu Evren'deki ilk/ana Evren'in de uzayzamanda mutlaka bir başlangıcı olması gerekir. Bu sebeple Çoklu Evren'in sayısı sınırlıdır. Bir önceki bölümde de kısaca bahsettiğimiz üzere kozmolojik sabitteki hassas ayar 10 üzeri 10 üzeri 123'te 1 olarak hesaplanmıştır. Demek oluyor ki Hassas Ayar Argümanı karşıtları, en az 10 üzeri 10 üzeri 123 Evren'e ihtiyaç duymaktadırlar. Sayısı sınırlı olan Çoklu Evren'in bu sayıya ulaşacağı işe şüpheli ve zor görünmektedir.

Şu an spekülatif fizikte gittikçe değer kazanan Sicim Teorisi'ne  göre en fazla 10 üzeri 500 Evren hesaplanmıştır. 10 üzeri 500 rakamı da 10 üzeri 10 üzeri 123'ün yanında çok çok küçük bir rakamdır. Bu sebeple Çoklu Evren varsa bile, toplam Evren sayısı Hassas Ayar'ı açıklamaktan çok uzak görünmektedir.

0 yorum:

Yorum Gönder