“DÜNYAYI BİR IŞIK DEMETİ OLARAK ALGILIYORUZ, BU YÜZDEN DE BU ALGILARA BAKARAK MADDEYİ MUTLAK GERÇEK ZANNETMEK BÜYÜK BİR YANILGI OLACAKTIR...”
Amerika'nın en ünlü bilim dergilerinden biri olan New Scientist adlı dergi, 27 Nisan 2002 tarihindeki kapak konusunda, okuyucularına önemli bir bilimsel gelişmeyi aktarmıştır. J. R. Minkel tarafından kaleme alınan makale "Neden Hepimiz Bir Hologramın İçinde Yaşıyoruz?" başlığı altında yayınlanmıştır. Bu makalede açıklanan bilimsel tespiti şu şekilde özetleyebiliriz: Dünyayı bir ışık demeti olarak algılıyoruz, bu yüzden de bu algılara bakarak maddeyi mutlak gerçek zannetmek büyük bir yanılgı olacaktır.

Minkel makelesinde, bazı bilim insanlarının bu fikri "herşeyin teorisi" olarak adlandırdıklarını söylemektedir. Ayrıca Minkel, bilim insanları tarafından "herşeyin teorisi"nin, evrenin yapısının açıklanmasında ilk basamak olarak kabul edildiğini aktarmaktadır.

- BEYNİMİZDE SANAL DÜNYA VAR:
Daha önceki bilimsel çalışmalarda da bu gerçek farklı yönlerden tespit edilmişti aslında. Bilim insanları dış dünyanın, maddenin varlığına gerek olmadan beyinde sanal bir dünya oluşturulabileceğini de birçok kez kanıtlamışlardı. Örneğin yapılan üç boyutlu ve gerçeğinden farkı olmayan bilgisayar simülasyonları yoluyla aslının aynı özelliklere sahip görüntüler elde edilebilmektedir. Ayrıca rüya gören insanlar üzerindeki araştırmalar da benzer sonuçlar doğurmuştur. Anlaşılmıştır ki, mesela bisiklete binen biri ile rüyasında bisiklete bindiğini gören kişinin fizyolojilerinde aynı tepkiler meydana gelmektedir. Bu durum her iki olayında beyinde meydana geldiğini ve ortada bizim dışımızda zannedildiği gibi maddesel bir dünyanın olmadığını göstermektedir.

Ulusal Hipnoterapi Derneği, Ulusal Psikoterapistler Derneği, Profesyonel Hipnoterapistler Merkezi, Hipnoterapi Araştırma Derneği gibi birçok kuruluşun üyesi olan İngiliz hipnoterapi uzmanı Terrence Watts bir makalesinde, hipnoz sırasında geçmişteki bir olayı hatırlayarak anlatan kişilerde, anlattıkları olayla bağlantılı olarak bazı fiziksel değişimler gözlendiğini belirtmektedir. Örneğin kişinin anlattığı olayda nefes alamama durumu oluşmuşsa, olayı hipnoz altında anlattığı sırada yine nefesi daralmakta, hatta nefesi bir süre için tamamen durmaktadır. Watts, hipnoz altındayken, küçükken dövüldüğü bir anı anlatan kişinin yüzünde tokat izlerinin belirdiğini belirtmektedir. Ayrıca Watts bunun bir gizem olmadığını, vücudun acı algısına tepki verdiğini belirtmektedir.


Unutmamalı ki, Dış dünya ile ilgili bize hissettirilenler, bize algılattırılandan ibaret duyulardır. Gerçek sandığımız he şey, beynimizde yaratlan hologramdan başka bir şey değildir, acı, tatlı, ses, göz kamaşması gibi tüm hisslerimiz beynimizin bize aktardıklarıdır. Beyin aracılığıyla bize ne gösterilirse, biz ancak onu algılarız...
***
"Demişlerdir ki:"Eyvahlar bize, uykuya-bırakıldığımız yerden bizi kim diriltip-kaldırdı? Bu, Rahman (olan Allah)ın va'dettiğidir, (demek ki) gönderilen (elçi)ler doğru söylemiş." (Yasin Suresi, 52.ayet)
_
0 yorum:
Yorum Gönder