Hepimiz bir şekilde hayatımızın bir aşamasında bir beyin resmi görmüşüzdür. Peki hiç merak ettiniz mi gördüğünüz bu beyin resmi bir erkeğe mi yoksa bir kadına mı aitti? Aslında yakın zamana kadar bilim dünyası bize hep tek bir resim gösterdi ve bir iki ufak ayrıntı dışında her iki cinsiyetin beyninin de benzer yapıda olduğunu savundu. Lakin son 10 yılda elde edilen verilere baktığımızda kadın beyni ve erkek beyninin aslında birçok düzeyde birbirinden farklılık gösterdiği ortaya konulmuştur. Okumuş olduğunuz bu yazı dizisinde, kadın ve erkek beyni arasındaki farklılıkları ve bu farklılıklar sonucu dünyaya oldukça farklı gözlerle bakmamızın altında yatan sinirbilimsel nedenleri inceleyeceğiz. Bunu yaparken de özellikle kadın ve erkek arasındaki problemleri bir bir ele alıp aslında tüm bu problemlerin nedeninin beynimizdeki bazı bölgelerin birbirinden farklı çalışmasından kaynaklandığını göreceğiz. Kadın ve erkek beyinleri arasındaki temel farklar nedir? Kadınlar gerçekten de çok mu konuşur?, Erkekler neden dinlemez?, Empati yapmak erkek adamı bozar mı?, İlişkide seçici olan kimdir? gibi bir çok soruyu beynimizdeki bu farklılıklar doğrultusunda cevaplayacağız.
Bölüm – 1: Gezegenler, Mitoloji ve Toprak Solucanları
“Boşlukta dönen bir topun üzerinde yaşıyorken ne kadar ciddi olabilirsin”
Men Are from Mars, Women Are from Venus |
Yazar John Gray 1990’larda yazdığı “Men Are from Mars, Women Are from Venus” (Türkçeye Altın Kitaplar tarafından Erkekler Mars’tan, Kadınlar Venüs’ten adıyla çevrilmiştir) adlı kitabıyla 121 hafta boyunca en çok satanlar listesinde yer almakla beraber 7 milyonun üzerinde satış rakamlarına ulaşarak bir kitap için olağanüstü bir başarı göstermiştir. Sırf bu rakamlara bakarak bile kadın ve erkeklerin cidden ayrı gezegenlerden gelmiş olabileceğini düşünen oldukça kalabalık bir topluluk olduğunu varsayabiliriz. Peki, gerçekten de iki ayrı gezegenden gelecek kadar farklı mıydı her iki cinsiyetin davranışları? Ortada bu kadar ciddi anlaşmazlıklar var mıydı yoksa konu abartılıyor muydu? Tüm davranış modellerini beynimiz belirlediğine göre Venüslülerle Marslıların beyin yapılarının birbirinden oldukça farklı olma ihtimali söz konusu olabilir.
Kadınları güzeller güzeli Venüs temsil ederken erkekleri yamuk yumuk Mars’ın temsil etmesine hiç takılmadan birkaç konuya açıklık getirelim. Mitolojide Venüs (Yunancada Afrodit), aşkın ve güzelliğin tanrıçasıdır. Venüs gezegeni geçmiş zamanlardan beri en parlak gezegen olarak gözlendiğinden kendisine bir tanrıça ismi verilmiştir. Diğer taraftan kızıl gezegen Mars’ın adı ise Roma mitolojisindeki savaş tanrısından gelmektedir. Doğal olarak kadınların Venüs’ten, erkeklerin ise Mars’tan dünyamıza geldiği fikri gezegenlerin ad ve karakterlerine bakınca oldukça olası duruyor.
Venüs ve Mars Gezegeni ve Cinsiyet Sembolleri |
Hatta bu fikri destekleyecek bir bilgiyi daha paylaşalım. Hepinizin bildiği üzere güneş sistemindeki gezegenler belirli bir yörüngede dönerken aynı zamanda kendi etraflarında da dönmektedirler. Kendi etrafında dönen bir gezegene üstten baktığınızda saat yönünün tersinde dönüyorsa buna pozitif yön denir. Gezegenlerin hemen hepsi kendi eksenleri etraflarında dönmelerini pozitif yönde yaparken bilin bakalım hangi gezegen diğerlerine ters yönde dönmektedir. Evet, tam da tahmin ettiğiniz gibi tipik bir Venüs davranışı. Hani erkekler, hatta sinirbilimciler olarak kadınların bazı davranışlarını tanımlamakta zorlanırız ya işte astronomi dünyasında da Venüs’ün niye böyle davrandığı da bir o kadar tanımlaması zor bir durumdur.
Günümüzde kullanılan kadın ve erkek sembolleri de aslında Venüs ve Mars'a ait semboller olmakla beraber aşağıdaki resimde güneş, ay ve birtakım gezegenlere ait diğer sembolleri de görebilirsiniz.
Günümüzde kullanılan kadın ve erkek sembolleri de aslında Venüs ve Mars'a ait semboller olmakla beraber aşağıdaki resimde güneş, ay ve birtakım gezegenlere ait diğer sembolleri de görebilirsiniz.
1. Güneş (altın) 2. Ay (gümüş) 3. Satürn (kurşun) 4. Jüpiter (kalay) 5. Mars (demir) 6. Merkür (civa) 7. Venüs (bakır) |
Madem gezegenler ve mitoloji dünyasına bu kadar girdik bir diğer meseleye de açıklık getirelim. Sonuçta yeryüzünde kendini kadın ya da erkek gibi hissetmeyenler de var. Peki, bunların bir gezegeni var mı? İlginç bir şekilde eşcinseller ve cinsiyet değiştirenler de geleneksel olarak kendilerini simgeleyen gezegeni Merkür olarak seçmişlerdir. Doğal olarak da kendilerini temsil etmesi açısından Merkür'ün sembolünü kullanmışlardır.
Merkür’ü seçmelerinin altında yatan hikâye de bir o kadar ilginç aslında. Roma mitolojisindeki kanatlı tanrılardan biri olan Merkür aynı zamanda eski yunanda sabah yıldızı Hermes olarak da bilinir. Hikaye bu ya, Hermes bir gün güzeller güzeli Afrodit’e âşık olur ve bu aşkın sonucu olarak ise bir oğulları olur. Doğan oğullarına kendi isimleri olan Hermes ve Afrodit’in birleştirilmiş hali olan Hermafrodit adını koyarlar. Sevgili okuyucu gördüğün üzere günümüzde sevgililerin isimlerini birleştirerek yeni bir isim oluşturma çabası ta buralara kadar uzanıyor gibi görünüyor. Neyse hikayemize geri dönecek olursak Hermafrodit bir gün göle yüzmeye gider. Orada Hermafrodit’i gören ve görür görmez âşık olan bir su perisi Hermafrodite sıkıca sarılarak Tanrılara onları birbirlerinden ayırmamaları için yalvarır. Dileği anında kabul olur ve sonuçta tek bir bedende çift cinsiyetli olarak yaşarlar. Okuyucuyla şunu paylaşmak gerekir ki biyolojide çift cinsiyet organına sahip canlıları tanımlamakta kullanılan hermafrodit kelimesi de buradan gelmektedir. Bu arada söz konusu mitoloji olduğunda hikayelerin birçok uyarlaması olduğunu unutmamak lazım. Hikâyenin bir farklı uyarlamasında ise Hermes ile Afrodit’in hiç ayrılmamak adına tek bir vücutta birleştiği de öne sürülür. Hikâyenin çok farklı anlatımları olsa da sonuç aynıdır. Aslında hermafroditlik doğada sık karşılaşabileceğiniz bir durumdur. Örneğin hareket eden bir hermafrodit görmek istiyorsanız herhangi bir parka giderek bir toprak solucanını inceleyebilirsiniz.
Merkür’ü seçmelerinin altında yatan hikâye de bir o kadar ilginç aslında. Roma mitolojisindeki kanatlı tanrılardan biri olan Merkür aynı zamanda eski yunanda sabah yıldızı Hermes olarak da bilinir. Hikaye bu ya, Hermes bir gün güzeller güzeli Afrodit’e âşık olur ve bu aşkın sonucu olarak ise bir oğulları olur. Doğan oğullarına kendi isimleri olan Hermes ve Afrodit’in birleştirilmiş hali olan Hermafrodit adını koyarlar. Sevgili okuyucu gördüğün üzere günümüzde sevgililerin isimlerini birleştirerek yeni bir isim oluşturma çabası ta buralara kadar uzanıyor gibi görünüyor. Neyse hikayemize geri dönecek olursak Hermafrodit bir gün göle yüzmeye gider. Orada Hermafrodit’i gören ve görür görmez âşık olan bir su perisi Hermafrodite sıkıca sarılarak Tanrılara onları birbirlerinden ayırmamaları için yalvarır. Dileği anında kabul olur ve sonuçta tek bir bedende çift cinsiyetli olarak yaşarlar. Okuyucuyla şunu paylaşmak gerekir ki biyolojide çift cinsiyet organına sahip canlıları tanımlamakta kullanılan hermafrodit kelimesi de buradan gelmektedir. Bu arada söz konusu mitoloji olduğunda hikayelerin birçok uyarlaması olduğunu unutmamak lazım. Hikâyenin bir farklı uyarlamasında ise Hermes ile Afrodit’in hiç ayrılmamak adına tek bir vücutta birleştiği de öne sürülür. Hikâyenin çok farklı anlatımları olsa da sonuç aynıdır. Aslında hermafroditlik doğada sık karşılaşabileceğiniz bir durumdur. Örneğin hareket eden bir hermafrodit görmek istiyorsanız herhangi bir parka giderek bir toprak solucanını inceleyebilirsiniz.
Merkür Gezegeni ve Hermafrodit |
İlk bölüm için yazılanlar sizleri yanıltmasın. Okumakta olduğunuz yazının konusu astronomi, mitolojik tanrılar ve toprak solucanlarının cinsel hayatları ile ilgili olmamakla beraber asıl ana konumuza geri dönelim. Kadın ve erkek beyinleri arasında fark var mıdır, varsa bu farklar nelerdir? Zira hemen hepimiz bir beyin resmi ya da çizimi görmüşüzdür. Peki, bu beyin bir erkek beyni midir yoksa bir kadın beyni midir? Her iki cinsiyetin beynini birbirinden ayıracak yapısal ya da fonksiyonel farklılıklar bulunmakta mıdır? Son dönemlerde beyin cinsiyeti “brain gender” konusunda yapılan birçok çalışma ortaya çok ilginç sonuçlar koymaktadır. Lakin bu çalışmaları incelemeden önce gelin hep beraber şu tarihi erkek beynini bir inceleyelim.
Kaynaklar:
1- Men Are from Mars, Women Are from Venus (1992 - John Gray)
2- The Cambridge planetary handbook (2000 - Michael E Bakich )
3- The Origin of the Male and Female Symbols of Biology (1962 - William T. Stearn)
0 yorum:
Yorum Gönder